NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 858 >>

التغليظ في حبس الزكاة

2- Zekatı Vermemenin Vebali

 

أنبأ هناد بن السري في حديثه عن أبي معاوية عن الأعمش عن المعرور بن سويد عن أبي ذر قال جئت إلى النبي صلى الله عليه وسلم وهو جالس في ظل الكعبة فلما رآني مقبلا قال هم الأخسرون ورب الكعبة فقلت ما لي لعلي أنزل في شيء قلت من هم فداك أبي وأمي قال الأكثرون أموالا إلا من قال هكذا وهكذا وهكذا فحثا بين يديه وعن يمينه وعن شماله ثم قال والذي نفسي بيده لا يموت رجل فيدع إبلا أو بقرا لم يؤد زكاتها إلا جاءت يوم القيامة أعظم ما كانت وأسمنه تطؤه بأخفافها وتنطحه بقرونها كلما نفدت أخراها أعيدت عليه أولاها حتى يقضى بني الناس

 

[-: 2232 :-] Ebu Zer der ki: Nebi'in (s.a.v.) yanına geldiğimde Kabe'nin gölgesinde oturuyordu. Geldiğimi görünce: "Kabe'nin Rabbine andolsun ki en çok zararı onlar çekeceklerdir!" dedi. Ben, aleyhimde bir şeyler nazil olduğunu düşündüm ve:

 

"Anam babam sana feda olsun! En çok zararı çekecek olanlar kimlerdir?" diye sordum. Allah Resulü (s.a.v.): "Mallarını çoğaltanlardır! Ancak mallarını şöyle şöyle dağıtanlar bunun dışındadır" buyurdu ve nasıl dağıtıldığını göstermek için önünü, arkasını, sağını, solunu gösterdi. Ardından şöyle devam etti:

 

"Camm elinde olana yemin olsun ki, zekatını vermedik deve veya sığır bırakan kişiye kıyamet gününde bu sığır veya develer en iri ve en semiz haliyle gelip ayaklarıyla kendisini tepeleyip boynuzlarıyla süserler. En son hayvan üzerinden geçince en baştaki hayvandan bir daha başlayarak tekrar tekrar üzerinden geçerler. Bu durum tüm insanların hesabı görülünceye kadar devam eder. "

 

Mücteba: 5/10; Tuhfe: 11981.

 

 

أنبأ مجاهد بن موسى قال حدثنا بن عيينة عن جامع بن أبي راشد عن أبي وائل عن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما من رجل له مال لا يؤدي حق ماله إلا جعل له طوقا في عنقه شجاعا أقرع فهو يقدمه وهو يتبعه ثم قرأ مصداقه من كتاب الله { لا تحسبن الذين يبخلون بما آتاهم الله من فضله هو خيرا لهم بل هو شر لهم سيطوقون } الآية

 

[-: 2233 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Kişinin, zekatını vermediği bir malı olduğu zaman bu mal kıyamet gününde kel bir yılan olup boynuna dolanır. Kişi ondan kaçtıkça yılan onu kovalar" buyurdu ve buna delil olarak şu ayeti okudu:

 

"Allah'ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu, onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (AI-i imran 180)

 

Mücteba: 5/11; Tuhfe: 9237.

 

Diğer tahric:  İbn Mace (1784), Tirmizi (3012) ve Ahmed, Müsned (3577).

 

11018. hadiste yine gelecektir. 2272 ile 2273. hadislere de bakınız. Kel yılan için İbnu'l-Esir, Nihaye'de der ki: "Kel olması, yaşlılığından ve zehirinin keskinliğinden dolayı başındaki derinin parlak olmasıdır."

 

 

أنبأ إسماعيل بن مسعود قال حدثنا يزيد بن زريع قال ثنا سعيد بن أبي عروبة قال ثنا قتادة عن أبي عمر الغداني أن أبا هريرة قال سمعت رسول أن الله قد فرض عليهم صدقة تؤخذ من أغنيائهم فترد على فقرائهم فإن الله صلى الله عليه وسلم يقول أيما رجل كانت له إبل لا يعطي حقها في نجدتها ورسلها قالوا يا رسول الله وما نجدتها ورسلها قال في عسرها ويسرها فإنها تأتي يوم القيامة كأعد ما كانت وأسمنه وأشره يبطح لها بقاع قرقر فتطؤه بأخفافها إذا جاوزت أخراها أعيدت عليه أولاها في يوم كان مقداره خمسين ألف سنة حتى يقضى بين الناس فيرى سبيله وأيما رجل كانت له بقر لا يعطي حقها في نجدتها ورسلها فإنها تأتي يوم القيامة كأعد ما كانت وأسمنه وأشره يطيح لها بقاع قرقر فتنطحه كل ذات قرن بقرنها وتطؤه كل ذات ظلف بظلفها إذا جاوزته أخراها أعيدت عليه أولادها في يوم كان مقداره خمسين ألف سنة حتى يقضى بين الناس فيرى سبيله وأيما رجل كانت له غنم لا يعطي حقها في نجدتها ورسلها فإنها تأتي يوم القيامة كأعد ما كانت وأكثره وأسمنه وأشره ثم يبطح لها بقاع قرقر فيطؤه كل ذات ظلف بظلفها وتنطحه كل ذات قرن بقرنها ليس فيها عقصة ولا عضة إذا جاوزته أخراها أعيدت عليه أولاها في يوم كان مقداره خمسين ألف سنة حتى يقضى بين الناس فيرى سبيله

 

[-: 2234 :-] Ebu Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in:

 

"Kişinin develeri olur da iyi günde de, kötü günde de zekatlarını vermezse ... " buyurduğunu işittim.

 

Ashab: "Ya Resulallah! iyi günde, kötü günde ne demek?" diye sorduklarında, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Darlıkta da, bollukta da anlamındadır" karşılığını verdi ve şöyle devam etti: "Zekatını vermediği bu develer kıyamet gününde en dinç, en semiz ve en hırçın halleriyle karşısına dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yere yatırılarak bu develer üzerinden geçip onu çiğnemeye başlarlar. En sondaki deve de geçince en baştaki deve çiğnemek üzere bir daha geri döner. «Miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir günde.» (Mearic 4) Bu durum tüm insanların hesabı görülünceye ve kendi yeri de belli oluncaya dek devam eder.

 

Her kimin de sığırları olur. da darlıkta ve bollukta bunun zekatını vermezse, bu. sığırlar kıyamet gününde en dinç, en semiz ve en hırçın halleriyle karşısına dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yere yatırılarak bu sığırlardan boynuzları olanlar boynuzlarıyla, tırnakları olanlar da tırnaklarıyla üzerinden geçip onu çiğnemeye başlarlar. En sondaki sığır da geçince en baştaki sığır çiğnemek üzere bir daha geri döner. «Miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde» (Mearic 4) Bu durum tüm insanların hesabı görülünceye ve kendi yeri de belli oluncaya dek devam eder.

 

Her kimin de koyunları olur da darlıkta ve bollukta bunun zekatını vermezse, bu koyunlar kıyamet gününde en dinç, en semiz ve en hırçın halleriyle karşısına dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yere yatırılarak bu koyunlardan tırnakları olanlar tırnaklarıyla, boynuzları olanlar da boynuzlarıyla onu çiğnemeye başlarlar. Bunların boynuzlarında ne bir eğrilik, ne de bir kınk olur. En sondaki koyun da geçince en baştaki koyun çiğnemek üzere bir daha geri döner. «Miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir günde» (Mearic 4) Bu durum tüm insanların hesabı görülünceye ve kendi yeri de belli oluncaya dek devam eder. "

 

Mücteba: 5/12; Tuhfe: 15453.